Dünya genelinde her ülkenin demografik yapısı ve doğum oranları farklılıklar göstermektedir. Ancak bazı ülkeler, diğerlerine kıyasla belirgin şekilde daha düşük doğum oranlarıyla dikkat çekmektedir. 2023 yılı itibarıyla, çocuk sahibi olma konusunda en düşük oranların yaşandığı ülke, uzun yıllardır bu unvanı elinde bulunduran Singapur oldu. Bugün, bu ilginç durumu ele alarak, Singapur'daki düşük doğum oranlarının ardındaki sebepleri irdeleyeceğiz.
Singapur, Asya'nın en gelişmiş ülkelerinden biri olmasına rağmen, düşük doğum oranları ile gündemden düşmüyor. Ülkede, 2022 verilerine göre yılda ortalama 1,1 çocuk doğurken, bu oran uluslararası standartların oldukça altında kalmaktadır. Bu durumun altında yatan sebepler ise oldukça karmaşık. Öncelikle, ekonomik koşullar ve yaşam standartları önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. Singapur, dünya genelinde yüksek yaşam maliyetleri ile tanınan bir şehir devletidir. Konut fiyatlarının, eğitim masraflarının ve sağlık harcamalarının artışı, birçok çiftin çocuk sahibi olma kararını ertelemesine veya iptal etmesine neden olmaktadır.
Ayrıca, kariyer odaklı yaşam tarzı da bu duruma etki etmekte. Genç profesyoneller, özellikle kadınlar, kariyerlerine yatırım yapma konusunda daha fazla istekli hale geldiler. Uzun çalışma saatleri ve iş güvencesi arayışının getirdiği stres, çiftlerin ebeveynlik etmekten kaçınmasına yol açıyor. Eğitimli bireylerin, çocuk sahibi olmayı düşünmeden önce kariyerlerini sürdürmeyi tercih etmesi, doğum oranlarının düşmesine neden olan bir diğer faktördür. Singapur’un yüksek eğitim düzeyi ve rekabetçi iş ortamı, insanların çocuk sahibi olma isteğini ertelemesini doğal bir sonuç olarak ortaya koymaktadır.
Düşük doğum oranlarının arkasındaki bir diğer etken de sosyal ve kültürel faktörlerdir. Singapur, geleneksel aile yapılarına sahip toplumlar göz önüne alındığında oldukça modern ve bireysel bir yaşam tarzını benimsemiştir. Pek çok genç, evlilik yerine birlikte yaşama veya bireysel hayatı tercih etmektedir. Ayrıca, toplumsal baskıların azalması, özellikle kadınlar için geleneksel rolleri yerine getirme konusunda özgürleşmelerini sağlayarak, ebeveynlik ihtiyacını azaltmıştır.
Dahası, hükümetin doğum teşvik programları ve aile destek hizmetleri konusunda yaptığı yatırımların yeterince etkili olmaması, hali hazırda düşük olan doğum oranlarını artırmada yetersiz kalmaktadır. 2022 yılında hükümet, çocuk doğumunu teşvik edici finansal destekler sunmaya yönelik bir dizi yeni politika uygulamaya koymasına rağmen, buna rağmen birçok çift, bu teşviklerin yeterli olmadığını düşünmektedir. Özellikle, mücadeleci bir iş ortamında çalışmanın ve aile yükümlülüklerinin bir araya gelmesi, çiftleri çocuk sahibi olmaktan uzaklaştıran başlıca unsurlar arasında yer almaktadır.
Sonuç olarak, günümüzde Singapur'un düşük doğum oranları, karmaşık sosyo-ekonomik ve kültürel dinamiklerin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ekonomik koşulların zorluğu, kariyer odaklı yaşam tarzı ve toplumsal normlardaki değişimler, bu durumu etkileyen başlıca etkenlerdir. Singapur, sıkı aile yapısına sahip bir toplumken, son yıllarda yaşanan bu dönüşüm, dünya genelindeki birçok ülkenin de dikkate alması gereken bir durum olarak değerlendirilmektedir. İlerleyen yıllarda, bu durumun nasıl gelişeceği ise merakla bekleniyor. Çocuk sahibi olma konusunda toplumsal yaklaşımın değişmesi ve olanakların artırılması, Singapur'un bu sorunun üstesinden gelmesine yardımcı olabilir.