ABD’nin düzenlediği bir hava saldırısı, 2023 yılının Ekim ayında Yemen’in başkenti Sana’da ciddi bir kriz yarattı. Saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 12’ye yükselirken, çok sayıda yaralı ve maddi hasar meydana geldi. Saldırının ardındaki sebepler, uluslararası ilişkilerde bir kez daha tartışma konusu haline geldi. Yemen’in içindeki karmaşık siyasi dinamikler ve ABD’nin bu savaşta üstlendiği rol, artık tüm dünyadaki gözlerin üzerine çevrilmesine neden oldu.
Sana, uzun bir savaşa sahne olan Yemen’in merkezinde kritik bir noktadır. ABD, Yemen’deki Husi milislerine karşı Suudi Arabistan ile işbirliği yaparak, bu bölgedeki kontrolünü sağlamaya çalışıyor. Saldırının gerçekleştirilme nedeni olarak, Husi milislerinin bölgedeki tehdit olarak görülmesi gösterilmektedir. Yemen’deki insani kriz ise yıllardır devam etmekte ve çatışmaların sebep olduğu açlık ve hastalıklar, ülkenin kaderini daha da zor bir hale getirmektedir.
Saldırının hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamalarda, operasyonun 'meşru savunma' hakları çerçevesinde gerçekleştirildiği belirtildi. Ancak bu açıklamalara karşılık olarak uluslararası insan hakları örgütleri, sivilleri hedef alan saldırıların uluslararası hukuk ile bağdaşmadığını ifade etti. Bu durum, Yemen’deki sivil halkın yaşadığı sıkıntıları ve tehlikeleri artırırken, askeri müdahalenin ne derece meşru olabileceği konusunda yeni tartışmalara yol açtı.
Sana’daki saldırının ardından uluslararası toplumdan gelen tepkiler ise gecikmedi. Birçok ülkenin liderleri, ABD’nin hava saldırısını şiddetle kınarken, bölgedeki güvensizliğin daha da artmasından endişe ettiklerini dile getirdiler. Birleşmiş Milletler, Yemen'deki insani durumu ele almak için acil yardım çağrısında bulundu ve ülkedeki sakinlerin korunması adına uluslararası denetim mekanizmalarının aktif hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Özellikle Orta Doğu'da yükselen gerilimler ve vekalet savaşları göz önüne alındığında, Sana’daki saldırının gelecekteki çatışmalara zemin hazırlayabileceği endişeleri artış göstermekte. Uzmanlar, Yemen’de barış sürecinin ilerlemesi için uluslararası kuruluşların daha fazla etkili olması gerektiğini savunuyor. Aksi halde, sosyal ve ekonomik durumun daha da kötüleşmesi, açlık ve yoksulluk oranlarının artmasına sebep olabilir.
Sivil halkın durumu ve yaşanan acılar, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye devam edecektir. ABD’nin eylemlerinin, dünya genelindeki barış sürecine katkı sağlamak bir yana, daha büyük bir çatışma ortamına yol açmasından endişe edilmektedir.
Öte yandan, Yemen'deki savaşı sona erdirmek adına atılacak adımlar ve taraflar arasındaki müzakerelerin yeniden başlaması, bölgedeki yıkıcı etkileri azaltmada kritik bir öneme sahip. Ancak, bu noktada atılacak her adımın dikkatlice düşünülmesi ve sivil kayıplarının önlenmesi için gerekli önlemlerin alınması şart.
Sonuç olarak, Umarız ki Yemen’deki mevcut durum, uluslararası toplumun dikkatini bir kez daha bu kritik konulara çevirir ve dünya, bu trajediyi sona erdirmek adına harekete geçme konusunda daha etkili bir rol üstlenir. ABD’nin gerçekleştirdiği saldırı ve artan çatışmalar, Yemen’deki halk için tam anlamıyla bir felaket ve bu durumun bir an evvel durdurulması gerekmektedir.