Dünya basını, 14 yaşında derin bir uykuya dalan ve 46 yaşında uyanan kadının hikayesiyle sarsıldı. Adeta masallardan fırlamış bir "uyuyan güzel" hikayesi olan bu olay, hem bilim çevrelerinde hem de halk arasında büyük ilgi topladı. 1980’li yıllarda bir gece, 14 yaşındaki genç kız ailesiyle vedalaşarak sıradan bir uykuya daldı. Ancak bu uykunun sıradan olmayacağı kısa sürede anlaşıldı, çünkü genç kız bir daha uyanmadı.
Ailesi, çocuklarının durumunu anlamak için birçok doktor ve uzmanla görüştü. Fakat yapılan tüm testlere rağmen genç kızın neden bu derin uykuya daldığına dair kesin bir teşhis konulamadı. Doktorlar, "hipersomnia" ve "koma" gibi teşhisler üzerinde dursa da, kesin bir yanıt bulamıyordu. Yıllar geçtikçe aile, kızlarının uyanması için umutlarını kaybetmedi ve ona en iyi şekilde bakmaya devam etti. Modern tıbbın yetersiz kaldığı bu durum, aileyi derin bir çaresizlikle baş başa bıraktı.
Tam 32 yıl sonra, tıp dünyasını ve ailesini şok eden bir gelişme yaşandı. 46 yaşına gelen kadın, aniden gözlerini açtı ve yavaş yavaş uyanma belirtileri göstermeye başladı. İlk başta kısıtlı hareket edebilse de, tedavi süreci ilerledikçe fiziksel aktivitelerine devam edebileceği anlaşıldı. Uzun bir tedavi ve rehabilitasyon sürecinin ardından uyandıktan sonra ilk sözlerinin, "Hangi yıldayız?" olduğu öğrenildi. Uykudayken yaşanan gelişmeleri yavaş yavaş öğrenen kadın, hem tıbbi hem de duygusal anlamda oldukça karmaşık bir süreçle karşı karşıya kaldı.
Bu sıra dışı hikaye, tıp dünyasına da yeni bir merak konusu sundu. Uzmanlar, bu uyku durumu ve uyanma sürecini derinlemesine araştırarak, benzer durumlara ışık tutmayı hedefliyor. Kadının uzun uykusunun arkasında yatan sebepler, tıpta henüz gizemini koruyor.